SİYASETİN GELDİĞİ NOKTA !!! #net ...
Adamın birinin canı sıkılmış;
Siyaset yapmaya karar vermiş ve hiç bir emek vermeden çaba göstermeden ben bu işi nasıl başarabilirim diyerek başlamış düşünmeye.
Demiş ki madem benim gönül verdiğim yerde bana yer yok o vakit bende gönlüme göre kafama göre takılayım diyerek kendine gönül aramaya başlamış.
Şöyle bir bakmış etrafına bulunduğu yerde tüm siyasi partiler'de her yer dolmuş ve hiç bir kapıda kendine yer yok.
Bakmış ilinde ilçesinde hangi parti var hangi parti yok tüm listeleri önüne almış.
O partilerin genel başkanlarına bakmış yetmemiş logolarına bakmış hangi ortaklığa kim yakın kim uzak kısaca kendince dersine iyi çalışmış.
Kafasına göre bir parti bulmuş ve soluğu Ankara'da almış.
Gitmiş parti genel merkezine bakmış ilgi alaka güzel ikramlar çaylar derken demiş burası tam bana göre.
En yetkili parti sorumlusu ile görüşmüş ve olduğu ilçede partinin olmadığını, muhakkak kurulması gerektiğini ve bunun için kendisinin hazır olduğunu ve bu davanın oradaki yürekli gönüllüsü olduğunu ve hayallerinin partisinin burası olduğunu ifade ederek başlamış laf ebeliği yapmaya.
Öyle ya ; bunun gibi neferi cengaveri nerede bulacaz , zaten orada da bir parti teşkilatımız yok diyerek hadi hayırlı olsun demiş yetki belgelerini vermiş ve göndermiş memleketine partinin yetkilisi.
Tabiki bir an önce işe başlayalım diyerek hemen evinin altında dükkana bir parti binası kurmuş tabelayı takmış, süslemiş püslemiş koymuş çayı ocağın üstüne beklemiş millet gelip gitsin diye.
Partiyi merak eden yöre halkı başkana hayırlı olsun diyerek ziyaretler etmeye başlamışlar.
Partisinin bir ittifak parçası olduğunu artık burada bizde varız diyerek milleti ikna etmeye ve teşkilatını kurmaya başlamış.
İlçe Başkanı olarak başlamış her türlü makam mevki düğün dernek taziye ziyaretler yapmaya.
Her yerde gördüğü ilgi alaka kendisini daha da cesaretlendirmiş basmış başkan gaza.
Bir zamanlar gönül verdiği ve adam yerine konmadığı partiyi ziyaret etmeye karar vermiş.
Aynı ittifakın parçası olan diğer parti buyur etmiş başkanı ve ekibini.
İzzet ikram şu misali imiş.
Eskiden değil iki laf edecek muhattap bulmayı çayı bile içemezken bu ilgi alaka onu daha da yüceltmiş.
Başlamış başkan başkana eşit iki şekilde konuşmaya.
Demiş bundan sonra bizde varız.
Senin adam alacağın yerler işler güçler olduğunda benide haber edeceksin.
Bana'da benim üyelerime de artık pay edeceksin. Aksi halde bak seçimde size burada destek olamayız diyerek koymuş postun üstüne postayı.
Bunu gören yöre halkı demişler ki bu başkan dişli bari bizde yanına gidelim işimize gücümüze bakalım diyerek orada yoğunlaşmaya başlamışlar.
Dün adam yerine koymadıkları adama bu defa hiç bir şekilde yok diyememişler.
Ve devamı hiç eksilmemiş...

Velhasıl şuan bir çok yerde siyaset bu hale gelmiş durumda.
Burada kim haklı kim haksız demek bize düşmez.
Burada kim suçlu kim suçsuz demek de bize düşmez.
Lâkin; siyasetin geldiği nokta şuan için bu durumda olduğu ortada.
Milleti gönül verdiği yerden uzaklaştırılanlar,
Milleti laf olsun diye makam mevki sahibi yapanlar,
Milleti zorla bir başka yola yön tayin edenler,
Ucuz kahramanları partilerde yer yurt ettirenler....
Aslında burada o kadar çok kıssas varki.

Sahada olanlar bunlar ve bunlar gerçekte var olanlar.
Yükseklerde yer tutanlar sokakların içine inmeden milleti dinlemeden ve milleti ötekileştiren kendi yöre başkanlarının lafına sözüne göre hareket edenler, kendi elleri ile karşı tarafları elleri ile büyütmeye devam ediyorlar.